Sınır polisi

Masanın ayağımla buluştuğu yer hafiften sızlamaya başlıyor ama çekmiyorum, yaşadığımı hissettiriyor. Oturmuş kendime koyduğum sınırları düşünüyorum. Kendime niye bunu yaptığımı düşünüyorum, aslında kendime yaptığım şeyin bile farkında değilim. Sınırlar engeller duvarlar. Kimse değil bunu bana yapan. Kendi duvarlarımı ördüm hep hayatta. Rezil olmamak için yaptıklarım, toplumun benden istedikleri, böyle böyle görev listesi uzayıp gidiyor. 

Yanlışlıkla osuran birine travma yaşatacak kadar gülmek ve  dalga geçmek. Bununla büyüyebilir mı ya insan? Tamam ulu orta herkes osursun demiyorum ama osuruğa gülenin osuruk kadar aklı yoktur diyorum. 

Biii salın insanları. 

Kendini Allah yerine koymak ve insanları fütursuz bir şekilde eleştirmek nasıl bir şuursuzluk farkında mısın?

Farkında olsanda bunu yapmaya devam edeceksin değil mi? 

Çünkü buna bir eroin bağımlısının eroine bağımlı olduğu kadar bağımlısın. Bununla varoluyorsun. 

Jack Londan'un Martin Eden kitabında dediği gibi "senin de fikirlerin tıpkı giysilerin gibi başkaları tarafından üretilmiş"

Her zaman durduğun yerden bir adım geride dur ve gözle bakalım, sen neresindesin bu hayatın.




Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.