siz benim nasıl yandığımı nereden bileceksiniz


Ne yazmam gerektiğini bilmeden açtım sayfayı. Karalamak istedim sadece. Çiçeklerin rüzgar ile dansını izledim biraz. Çayımdan bir yudum aldım. Fonda Ahmet Kaya renklendiriyor odamı, siyah beyaz duvarlar. On sekiz yaşında, otuz yaşıma geldiğimde hayatın anlamını bulabileceğimi düşünürdüm.Otuz yaşındayım, düğüm oldu düşüncelerim kurtulamıyorum. Düğümlenen boğazımı nefes alabilmek için bir yudum suyla açıyorum. Arkadan Ahmet Kaya sesleniyor " siz benim nasıl yandığımı nereden bileceksiniz."

Sigaramı yakıyorum, tüm derdimi tasamı alıp götürür diye, götürmüyor. Önümde duran kitabın kapağına gözüm ilişiyor 'Evinizdeki Terapist'. Terzi kendi söküğünü dikemezmiş sözü geliyor aklıma, hak veriyorum o an atalarımıza. Tam o an arkadan bir ses "siz benim nasıl yandığımı nereden bileceksiniz." Bir duman daha çekiyorum ciğerlerime, ruhun çıkısı gibi çıkıyor, elimde değil. Şarkılar türküler değişiyor, acı aynı dert aynı. 

Çayımın son yudumu ile sigaramın son fırtını aynı ana denk getiriyorum istemsiz bir şekilde, genlerimde var bunu yapmak. Paket bitti vergi gitti dert aynı acı aynı. Delirmekten korktuğum çocuğu geride bıraktım. 




Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.