Umut

'Vurulmuş.' dedi fısıldayarak kulağına. 'Gecenin en sessiz vaktinde tek kurşunla, yere yıkılmamış bedeni, yüzü yerde paramparça.' 





  'Vurgunmuş.' dedi diğeri usulca. 'Gecenin en karanlığında, hava ılık, koca bir patlamayla tek kurşun, kimse duymamış zaten bu ilk değilmiş bu yüzden yıkılmamış bedeni. Yüreği parça parça onu da kimse görmemiş.' 

  'Soygunmuş' dedi bir kadın cılız sesiyle. 'Öyle bir ömürmüş ki çalınmış ellerinden üç kurşunla. Seneler önce ilk vurulduğunda saklamış yarasını, çocukmuş o zamanlar korkmuş. Denizin uçsuz bucaksız bir kenarında, küçük bir toprak parçasında, önce çocukluğunu yıkmışlar yere sonra gelecek tüm güzel günleri. Yalnızca mavi gökyüzüne sığınabilmiş ve denizin o yeşil kokusuna. Sırt üstü uzanıp toprak üzerine, yalvarmış topraktaki kardeşine, onu da yanına alsın diye. O gün çalınan yalnızca bir ömür değilmiş. Annesinden dinlediği mutlu sonlu masalları almışlar elinden. O gün Pamuk Prenses ölmüş, Rapunzel kesmiş saçlarını, Külkedisi'ne peri hiç gelmemiş. Belki de bu yüzden susmuş, kahkahası durmuş ama hiç ağlamamış yarası ortaya çıkmasın diye. Rüyaları da çalınmış elinden, nefesi kesilirmiş geceleri. Karanlığın elleri sıkarmış boğazını. Çocukmuş işte korkarmış yine de ağlamazmış. Zaman geçmiş, büyümüş bedeni, ruhu yaşlanmış. Bilmem kaç sene düşman saymış çocukluğunu. Yarası mikrop kaptıkça iyileştiğini sanmış. Ayağa kalkmış, yürümeye başlamış hanginiz görebildiniz ki iltihaplanıp büyüyen o kara yazgıyı? Soygunmuş, göremezdiniz, çalınan koca bir çocuklukmuş.'

  'Yıkılmış.' dedi bir adam homurdanarak. 'Yıkmış onu yıkmaz sandığı tüm çırpınışlar. Daha soygunun acısı dinmeden, yarasına çare bulamamışken hayatı yaşamaya koyulmuş. Denizin kokusundan uzaklaşıp, deniz olmayan bir şehirde daha fazla yaşayabilmek adına kaçıp gitmiş. Yara içeride olunca ne anlamı var kaçmanın? Daha gençmiş tabi bilememiş. Eskisi gibi olmasa da gülümsemeye başlamış. Çocukluğunu affettiği gün ağaçlı bir yolda rastlamış ona. Ellerini alıp avuçlarının arasına, yarasını göstermiş ilk kez birisine. Bir kez daha vurulacağını bilememiş, belki gözü görmemiş, çok sevmiş. Beklemiş, yıllarca sabırla beklemiş. Yarasına merhem diye serptiği bu aşk, tuzmuş meğer. Yarası öyle büyükmüş öyle büyümüş ki sevilen kaçıp gitmiş, seven paramparça. 'Şimdi öldüm.' demiş de çırpınışı bitmemiş. Yıkılmış dizlerinin üzerine ama ağlamamış yarası ortaya çıkmasın diye. Gönlü yangın, gönlü vurgun, gönlü savaş yeriymiş. Hanginiz 'dur!' diyebildi bu çırpınışa? Koca bir yıkımmış göremediniz. Ağlamayı zayıflık saymasaydı eğer belki gözyaşından bilirdiniz.'
 'Bir mektup bırakmış.' dedi yaşlı olan bilge bir tavırla. 'Anladım ki o da anlamış üçüncü ve son kurşunun geleceğini. Üç damla gözyaşı düşmüş yazdığı kağıda, onu bu kez görebilelim diye. 'Beni vurdular anne.' demiş. 'Kör bir sokak lambasının altında. İnanır mısın düşmedim sıcak asfalt üzerine. Bir deniz vardı hatırlıyorum, martıların sesi hala kulağımda. Beni en çok masumiyetimden vurdular anne. Hani uyuyamazdım geceleri sesim kesilirdi de bağıramazdım. Bağırsaydım eğer duyar mıydınız? Beni uykumda vurdular anne. Kimse görmedi belki duymadı ama ne vurgundu ne de soygun bu düpedüz bir ölümdü. Ama ağaçlar vardı gökyüzünde, denizin kokusu hala burnumda. Gözlerimi dikip ağacın cılız bir dalına, dua ediyordum, duymuyordu. Beni dua ederken vurdular anne ve hemen ölmedim yıllarca yaşadım. Yaram kabuk bağlardı, kurşun içeride. Kabuğu kaldırırdım her hayal kurduğum gecenin sabahında. Hayallerim yıkılırdı. Beni temiz hayallerimden vurdular anne. Ardından bir kurşun daha...
   Çiçekli bir bahçe vardı sıcak simit ve çay kokusunu hala hatırlıyorum. Bir de ney üflüyordu uzaktan uzağa biri. Beni o gün içimde açan son çiçekten vurdular anne. Yine düşmedim o çiçekli bahçede papatyaların üzerine. Oyun oynayan çocuklar vardı etrafta duyuyordum. Ben de çocuktum belki, üzerimde yeşil bir elbise ayakkabılarım rugan saçlarım çok uzun o zamanlar ve belki de bu yüzden beni en çok çocukluğumdan vurdular. Ayakta kalabilmek adına, kestirip saçlarımı uzun bir yolculuğa çıkmıştım. O şehrin hüznünden kaçıp bu sisli şehre sığınmıştım. Yaralarımı tek tek dikerek gülümsemeye bile başlamıştım. Soğuk puslu bir hava, dağlarda kar vardı. Deniz yok, martılar yok, çiçekler de yok bu kez yalnızca karanlık ve toprak kokusu. Saçlarım yeniden uzamış, düşen yağmur damlalarına tutunurlardı. Belki de bu yüzden beni gülüşümden vurdular anne. Hatırlıyorum soğuk bir taş sokak, çukurlarda yağmur sızıntısı, ceketimi savuran bir rüzgar vardı. Rüzgarın getirdiği toz kokusu hala ciğerlerimde. Beni yıllardır içimde biriktirdiğim  yağmurlardan vurdular anne. Dolu bir fıçı gibi patladım bu kez ve çöktüm dizlerimin üzerine. Ensemden akan kanım mıydı yoksa yağmur damlaları mı bilemedim ama bu kez yıkıldım ve bu kez çıldırasıya ağladım. Bu yüzden mi görebildiniz artık beni? Yine de çöktüğüm yerden kalktım ıslak bir taşa tutunarak. Düşe kalka yürüdüm, mutluluk masalları anlattım mutsuz insanlara. İnsan ne için yaşar anne? Uğruna yaşadığı her şeyi kaybederse ne anlamı kalır? Bazen yaralanırsın, yaralarsın da ben kimseyi yaralamadım anne belki de bu yüzden beni hep iyi niyetimden vurdular. Şimdi bu sisli şehirde, gecenin güneşle bölündüğü vakitlerde yeniden yaralarımın kabuğunu kaldırdım. Bu kez mutluluk masallarını kendime anlattım. Sıkılan her kurşunu affettim ve tüm silahları. Usulca çıkardım ruhumdan, yaramı temizledim. Bu yüzden artık korkmuyorum deniz kokusundan, gökyüzüne uzanan ağaçlardan, çiçekli bahçelerden. Artık korkmuyorum uyumaktan, uykumda nefessiz kalmaktan, tırnaklarımı avuçlarıma batırmaktan belki de bu yüzden korkmuyorum yaşamaktan. Çünkü senin öğrettiğin gibi; yağmur diner, karlar erir, karanlık varsa güneş o karanlığı yırtmasını bilir.'

  'Umutmuş.' dedi bir çocuk gülümseyerek. 'Öyle bir umutmuş ki hayat ne çaldıysa ondan, fazlasıyla alacağına inanmış. Belki canı acıyordur hala belki gözyaşını saklıyordur. Duyduğuma göre hala uyuyamıyormuş geceleri güneşin doğuşunu izliyormuş. Yine de bu kez içinde beslediği tek şey umutmuş. Görülmeyen, duyulmayan, çalınan tüm hayatlara merhem olabilme umudu.' 


Merve Güvenlier







Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.