Beslenme ruh sağlığımızı nasıl etkiliyor?



Besinler ve duygu durumu arasındaki ilişki karmaşıktır. Duygu durumu, bireylerin hangi besini tüketeceğini etkilemektedir. Stresli zamanlarda aşırı yemek yemek yaygın bir reaksiyondur. Yapılan çeşitli çalışmalarda katılımcıların çoğunluğu stresli zamanlarda diyetlerini değiştirdiklerini belirtmiştir. Çevresel, toplumsal ve psikolojik faktörler tüketilen besin kompozisyonunu değiştirebilmektedir. Benzer şekilde, tüketilen besinlerin bileşenleri de mikrobiyotayı değiştirmektedir. Bağırsak hormonları ise ruh halini ve stres düzeyini etkilemektedir.
Stres azaltan yiyecekler kültüre göre farklılık göstermekle birlikte genellikle karbonhidrat oranları yüksek; hazırlaması kolay olan besinlerdir.




Stres durumunda, bireyin hızla rahatlamasını sağlayacak yiyecekler aradığı doğrudur. Ancak bunun bir kısır döngüye yol açabileceği, yani; karbonhidrat değeri yüksek besinlerin kan şekerinde adrenalin ya da genellikle ‘stres hormonu’ olarak adlandırılan epinefrinde dalgalanmaların eşlik ettiği düşüş veya yükselişlere neden olabileceği unutulmamalıdır. Buna göre, yüksek oranlarda rafine karbonhidrat ve şeker tüketimi stres yanıtını kötüleştirebilir.


Yaklaşık son 10 yıldır araştırmalar, fiziksel ve zihinsel sağlığın bir bütünün parçası olduğunu ve ayrılamaz olduğunu göstermektedir. Örneğin; sağlıklı besin tüketimi düşük düzeyde olanlara kıyasla, beslenmesinde tam tahıl, işlenmemiş et, sebze, meyve gibi besinleri tüketen Avustralya’lı kadınlarda bipolar bozukluk, anksiyete veya depresyon tanısı daha az konulmuştur.

Serotonin teorisi yiyeceklerin ruh halimizi nasıl etkilediğine açıklık getirmektedir. Serotonin; beynin istiridye, salyangoz, ahtapot, kalamar, muz, ananas, erik, fındık, süt, hindi, ıspanak ve yumurta gibi besinlerde bulunan triptofandan ürettiği önemli bir nörotransmiterdir. Uyku, iştah ve dürtü kontrolünün düzenlenmesi serotonin görevleri arasındadır ve artmış serotonin seviyesi, ruh halinin iyi olması ile ilişkilidir.

Besinlerin ve beslenme biçimlerinin insanların psikolojisine ve ruhsal dengeleri üzerine doğrudan etkisi olduğunu belirten uzmanlar, ruhsal dengeyi sağlayabilmek için doğru şekilde beslenmenin de gerekli bir şart olduğu açıklamasında bulunuyor.



PSİKOLOJİMİZİ DOĞRUDAN ETKİ ALTINA ALMIŞ 5 BESİN


Çikolata

Çikolata besinler arasında insan psikolojisi doğrudan olumlu etkilediğine inanılan bir yerde duruyor. Bu konuda dünya çapında yapılan sayısız araştırma var. Çikolatanın genellikle beyne olumlu sinyaller gönderdiği, mutlu hissettirdiği, keyifli bir hale soktuğu biliniyor. Bunun nedeni de içerdiği ve beyne doğrudan etki eden tiramin , feniletilamin , teobromin ve kafein gibi bileşikler. Bunlar beyinde seratonin hormonunun salgılanmasını sağlayarak insanın daha mutlu olmasını sağlıyorlar.



  Kafein

Dünyanın en çok tüketilen içecekleri arasında yer alan kahvenin ve çayın en büyük sırlarından biri olan kafein, insan psikolojisini derinden etkileyen bir bileşik. Uyandırıcı, dikkat artırıcı, reaktif bir etkiye sahip olan kafeinin çeşitli araştırmalarla sinirlilik, anksiyete gibi negatif etkileri azaltıcı bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. Kafein, beyindeki adenozin reseptörlerini bloke ederek baş ağrısı, uyku sersemliği, yorgunluğa da etki ediyor.



    Omega-3

Balık, ceviz, keten tohumu, yumurta, taze fesleğen, asma yaprağı gibi besinlerde çok fazla bulunan omega-3, içindeki yağ asitleri sayesinde psikolojik mod üzerinde olumlu etkilere sahip bir diğer besin. Araştırmalar bunu biraz daha ileriye götürerek omega-3’ün majör depresyon, şifozreni , bipolar bozukluk, madde bağımlılığı gibi birçok hastalık üzerinde de etkileri olduğunu ortaya koyuyor.



    Brokoli

Son döneme ait birkaç araştırma demir içerikli besinlerin de insan vücudu üzerinde psikolojik etkileri olduğunu gösteriyor. Demirden zengin brokoli, kuşkonmaz, maydanoz, deniz ürünleri, bazı et ürünleri, kuruyemişler depresif mod, uyuşukluk, dikkat sorunları gibi psikolojik rahatsızlıkların üzerinde pozitif etkilere sahip. Özellikle diyet yapan kişilerde sıkça görülen demir eksikliği sorunu, uzun vadede psikolojik etkilerin doğmasına da neden oluyor.

    Folik Asit

Özellikle hamilelik sürecinde bebek ve anne sağlığı üzerinde birçok olumlu etkileri bulunduğu bilinen folik asit, aynı zamanda beyin üzerinde de önemli bir role sahiptir. Toplumun genelinde görülen folik asit eksikliği, genellikle depresif modla birlikte anılır. Psikiyatrik hastalıklara sahip birçok kişinin bozuk ya da yanlış beslenme alışkanlıkları yüzünden folik asit eksikliğine sahip olduğu biliniyor. Koyu ve yapraklı sebzeler, portakal, greyfurt, tam buğdayda sıkça bulunan folik asit, fiziksel olduğu kadar psikolojik etkilere de sahip.

Elbette ki bahsetmiş olduğum besinlerin ve bileşiklerin gün içerisinde tüketilmesi gereken miktarlarına dikkat ederek, önerilen miktarı aşmamak gerekiyor. Aksi taktirde yetersizliğinde veya fazla alımında olumsuz sonuçlar doğurabileceğini bilmenizde fayda var.


Yazan: Nida KULA






Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.