Toplumda anneler ve çocuklar üretken ve mutlu değiller.
Huzur yoksunu yüreklerde sessiz çığlıkların büyüdüğü ancak söylenecek sözlerin boğazlara düğümlendiği ve acıların giderek mutluluk karşısında değer kazandığı bir toplum haline dönüşüyoruz.
Sokaklarda oynayan çocuklar için sokak onların psikolojilerini rahatlatan, karşılarına ileride çıkabilecek engellerin küçük provaları niteliğindeydi. Geceleri gündüz oynayacağı oyunun ve model aldığı birilerini olmanın hayaliyle uyuyorlardı. Çocukları güçlü ve sağlam kılan bu yapı yerini duygusal boşluğa iten, en küçük kaybedişi hayatın sonu gibi düşünen ve en önemlisi hayal kurmanın gerek kalmadığı sanal alanlara bıraktı.
Mahallelerde birbirlerine toplanıp tüm maharetlerini sergileyen, içlerinde sıkıntı olan ne varsa dedikodusunu birbirleriyle yaparak bu sıkıntılarından kurtulan ve ne kadar birbirlerini çekemeseler de aralarındaki samimiyetin acı ve mutlu günlerde gün yüzüne çıktığı dayanışan ve bu birliktelik ruhunu çocuklarına yaşatan annelerin yerini ise sokaktaki çocuğundan, işteki kocasından, geleceksiz genç tanıdıklarından dolayı sürekli tedirgin olan ve tüm muhabbeti televizyondaki sabah programları olan anneler aldı.
Toplumda anneler ve çocuklar üretken ve mutlu değiller. Çocukların hayallerinden annelerin gülüşlerinden mahrum bırakıldığı bir toplumda ve şairin dediği gibi kötülüğün büsbütün egemen olduğu namussuz bir çağda yaşıyoruz.
Sokaklarda oynayan çocuklar için sokak onların psikolojilerini rahatlatan, karşılarına ileride çıkabilecek engellerin küçük provaları niteliğindeydi. Geceleri gündüz oynayacağı oyunun ve model aldığı birilerini olmanın hayaliyle uyuyorlardı. Çocukları güçlü ve sağlam kılan bu yapı yerini duygusal boşluğa iten, en küçük kaybedişi hayatın sonu gibi düşünen ve en önemlisi hayal kurmanın gerek kalmadığı sanal alanlara bıraktı.
Mahallelerde birbirlerine toplanıp tüm maharetlerini sergileyen, içlerinde sıkıntı olan ne varsa dedikodusunu birbirleriyle yaparak bu sıkıntılarından kurtulan ve ne kadar birbirlerini çekemeseler de aralarındaki samimiyetin acı ve mutlu günlerde gün yüzüne çıktığı dayanışan ve bu birliktelik ruhunu çocuklarına yaşatan annelerin yerini ise sokaktaki çocuğundan, işteki kocasından, geleceksiz genç tanıdıklarından dolayı sürekli tedirgin olan ve tüm muhabbeti televizyondaki sabah programları olan anneler aldı.
Toplumda anneler ve çocuklar üretken ve mutlu değiller. Çocukların hayallerinden annelerin gülüşlerinden mahrum bırakıldığı bir toplumda ve şairin dediği gibi kötülüğün büsbütün egemen olduğu namussuz bir çağda yaşıyoruz.
Tanju KAYA
Leave a Comment