Kabuğun Ardındaki Hakikat

Hakîkat hiçbir zaman aşikâr olmamıştır, görünen ya yanılsama ya da
gölgeden ibarettir.

İnsanlık olarak isteriz ki hayatta her gördüğümüz doğru, yaptığımız her davranış
haklı olsun. Bu hayali olarak gerçek olsa da mantıki ve realist olarak
düşündüğümüzde mümkün olması zor, hatta imkansızdır.


İnsanın en temelinden konuya başlayacak olursak, dünyanın var oluşunda ki
gayede bir imtihan olgusu varsa ve imtihan sonunda insanın alacağı mükâfat
Cennet ve Cehennem ise insanın bu sonuca ulaşması da o kadar kolay
olmayacaktır.

Bu dünya “iki artı iki kaç?” sorusuna doğru cevap arar gibi sonuç elde
edebileceğimiz bir yaşam alanı değildir. Görünen ile asıl, hissedilen ile gerçek
arasında ki fark kavranamaz veya kavranmak istenmez ise bu hayatın sonunda
karşılaşacak olduğumuz yaşam da bu dünyanın bir hediyesi! olacaktır.

Denize baktığımızda mavi gördüğümüz suyun rengi nasıl ki berrak bir beyaz ise
insanlara baktığımızda onda gördüğümüz mavilik, içinde ki berraklığa karşı
duyduğumuz ön yargılarımız veya çıkarlarımızın tezahürü olabilmektedir.

Bu durum bizi yaşanılan olaylara karşı bakışımızı hernekadar doğru
olduğu düşüncesine sürüklesede; gerçekliği, bataklık içinde yüzmeye
çalışmaktan ibaret kalacaktır. Bir gün batacağımızı bilipte batmadığımız
günlerin kâfi gelişi, insanlığımızı şüpheye düşürecektir.

Halimiz, isyanın eşiğinde gorünsede zerre ümitvar oluşumuz gözlerimizi kör
etmeye yetmemelidir. Güneş doğmak zorunda olmadığı halde doğuyorsa, arılar
ballanıyor, mevsimler birbiri ardını izliyorsa bize de düşen doğruyu kovalamak
olacaktır.

Bu saatten sonra farkında olmadan veya olmak istemediğimiz farkındalık
yaşamımızdan hernekadar memnuniyet duymasakta, yaşantılarımızın bir gün
bize tesir edeceği ve bu sonuç ile yaşantımıza devam edeceğimiz kabul
edilmelidir.

Ezelde kabul edilmiş olan akıl yetisi bizi buna mecbur kılmaktadır. Aslında en
zor olanda budur. “Sizden bir şeyler beklenilmesi.” Hayvandan beklenilmeyen,
bitkiden istenilmeyen bir şey..


Görünenin ardını aramak, var olandan yokluğa koşmak.. Var olanı herkes görür,
önemli olan “görünmeyeni” görmek.. İşte ozaman “İnsan” olacağız..


Hayatta hiçbir şey kendisinden önümüze gelmeyecek; gelirse ya zehir olacak
yada zerre.. Onun için temkinli iyimserlik ile beraber ardı aranırsa ne alâ..


Kabuğu bırakıp gelecek olursa öze..

Demezler mi ki kabuğu kıracak akıl vermedik mi?

Göz vermedik mi ?

Ya vicdan..
...
Peki neden kırmadın cevizin kabuğunu ?

 Mustafa KARACA

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.