Öğrenciler buraya!

''Bizden Öğrenciye Ev Yok''
Bundan birkaç sene önce öğrencisi olduğum üniversitemin yakınlarında ev arıyordum.
Bilenler vardır ev aramak bulmak zor iş; yorucu ve sabır istiyor. Saatler sonra konum olarak
ideal olduğunu düşündüğüm bir ev için etraftan bilgi almak istedim. Evle ilgili konuya hakim
olabileceğini düşündüğüm bir adama yaklaştım. Adam, evin altında bir yerde oturmuş, yaşça
büyük tabiri caizse ''mahalle gangsteri'' tavrında oturan bir adamdı.Ona nazikçe evin nasıl
olduğunu evin sahibine veya emlakçısına nasıl ulaşabileceğimi sordum adamın cevabı ise
kaba bir yaklaşımla :
- Bizden öğrenciye ev yok, oldu.
O dönem daha yeni yeni zihnimin açıldığı bir dönem olduğundan mı yoksa yorgunluğun
engel olmasından mı bilmiyorum ama adama istediğim cevabı veremedim ve oradan
uzaklaştım . Bugün bu yazıyı yazmamın sebebi ise ilerleyen dönemlerde taptaze zihinlerin
üniversiteleri için ev ararken böyle bir olayla karşılaşabilme olasılığının olması. Sadece bu
olay da değil, bu ve benzeri ithamlara karşı birey olmaya hazırlanan yeni nesil için aydınlatıcı
olmasını umduğum bu yazıyı köşeme koymak istiyorum. Konuya şuradan yaklaşalım:
Öncelikle bir atasözü var : '' Leyleğin ömrü laklakla geçer.'' Anlamı ise; aylak kişi zamanını
laklakla geçirir. Bizleri gençliğimizle ve tecrübesizliğimizle aşağılayacak şekilde bizlerle
konuşan kişilere bütünüyle uyduğunu düşündüğüm bu atasözü şurada bir dursun.
Devam edelim: Öğrenci dediğimiz bireyler kimlerdir? Gelecekte bulunduğu ülkeyi temsil
edecek ve ileriye taşımak için öğrenim gören ve çabalayan kimselerdir. Peki öğrencileri ve
genel olarak gençleri aşağılayan bu adam benzeri insanlar size soruyorum sizin ev vermem
dediğiniz öğrenci sizin geleceğiniz farkında mısınız? Bu ve benzeri lafları genç bireylere
hangi hakla ağzınızdan kelimelere dökebiliyorsunuz ki? Bu neyin kibiri? Sizin öğrenci diye
mahcup ettiğiniz genç yarının doktoru. Siz hasta olduğunuzda sizi iyileştirmesi için ona
yalvaracaksınız.İş insanı olursa ülkenin ekonomisi canlansın diye ona dua edeceksiniz.
Ülkenin yöneticisi,siyasetçisi olursa ona özel pankartlar hazırlayıp destek olacaksınız. Bu
ülkede neden sanatçı yok diye sorduklarında vicdan azabı çekeceksiniz. Kısacası kimi ezip
geçtiğinize biraz dikkat edin!
Şimdi öğrencilerin ve genel olarak genç bireylerin bakışından olayı ve konuyu
değerlendirelim:
''Sen daha küçüksün,'' diye ezip geçtiğiniz gençler sırasını bekliyor ya da umarım bekliyordur.
Beklemiyorlarsa daha kötü. Çünkü pes etmişler demektir. Onuru ve gururu kırılan her bir
birey geleceğin distopyasını oluşturacaktır. Hevesi kaçmış bir genç bireyden daha kötü ne
olabilir ki? Eğitim sistemi zaten yeteri kadar eleştirildi. Eğitimden şansı gülmemiş bir kişi
dışarı çıktığında da bu şekilde ezilirse bu genç neden geleceğimizin yararına bir yaratıcılıkla
hareket etsin ki? Etrafta gelecekten korkan, mutsuz ve endişeli insanları görmemizin sebebi
bu haysiyet kırıcı itamlar değil mi?
Bir de olaya şuradan bakalım:
En güncel haber kaynağından edindiğim bilgiye göre , "Dünyanın en güçlüleri"
sıralamasında Türkiye 80 ülke arasından 36. sırada.
Peki bizi kim oraya yerleştirdi? Yine biz. Durduk yere o sıraya havadan konmadık. Sebebi
ise geleceğimiz olan gençler . Tüm sorumluluk bizlerde. Eğittiğiniz, iyi bir gelecek için doğru
yönlendirdiğiniz , desteklediğiniz her bir birey ülkeyi 20. 15. 12. 5. ve 1. sıraya taşıyacak.
Ama önce ''bizden öğrenciye ev yok'' ''bizden öğrenciye iş yok.'' ''sen daha çocuksun.'' '' ben
senin yerinde olsaydım ohooo neler neler yapardım sen anca otur.'' ''becerememişsin bu işi,''
''olmamış,'' ''bilgisizsin,'' yaftalamalarından KURTULUN!
Gençlere yaptığınız her bir yanlış davranışla geleceğinizden çalıyorsunuz. Genç bireylerin bu
hayattan kaybolup gitmesini istemiyorsanız yaşadıkları dünyaya bir şeyler katsın istiyorsanız
gençliğinizde size davranıldığı gibi davranmayın. Aksi takdirde gençlerde kendinden sonra
gelecek olan nesile öyle davranmayı öğrenecekler ve 36. sıradan 80. sıraya gerileyeceğiz.
Siz bilirsiniz.
Ben böyle bir olay yaşanmasın diye kendimden sonra gelen nesil için bu yazıyı yazdım. Size
gelecek kurşunlar için kendinize bu yazıdan koruma kalkanı oluşturmanız ve yaşadığınız
dünyayı daha yaşanılabilir hale getirmeniz dileğiyle.
Seray Küçük
''Benlik ve kimlik'' konusu üzerine yazdığım Ben'i Keşfet kitabını satın almak için linke
tıklayabilirsiniz.

www.dr.com.tr/Kitap/Beni-Kesfet

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.